eğlendir

listen to the pronunciation of eğlendir
Турецкий язык - Английский Язык
entertain

Television enlightens the viewers as well as entertains them. - Televizyon izleyicileri eğlendirmesinin yanı sıra onları aydınlatır.

Now let me entertain you with music. - Şimdi sizi müzikle eğlendireyim.

amuse

His story amused everyone. - Onun hikayesi herkesi eğlendirdi.

We amused ourselves by playing games. - Oyunlar oynayarak kendimizi eğlendirdik.

regale
{f} humor

We'd better humor him. - Onu eğlendirsek iyi olur.

We'd better humor them. - Onları eğlendirsek iyi olur.

{f} entertaining

She's entertaining herself. - O kendini eğlendiriyor.

He is in charge of entertaining the foreign guests. - O, yabancı misafirleri eğlendirmekten sorumludur.

{f} amusing

Detective stories are amusing. - Dedektif hikayeleri eğlendirici.

The children say such amusing things. - Çocuklar böyle eğlendirici şeyler söylüyor.

disport
eğlen
have fun

Tom doesn't know how to have fun. - Tom nasıl eğleneceğini bilmiyor.

Tom likes to have fun. - Tom eğlenmeyi seviyor.

eğlen
{f} enjoying

Tom looks like he's enjoying himself. - Tom eğleniyor gibi görünüyor.

Tom seems to be enjoying himself. - Tom eğleniyor gibi görünüyor.

eğlen
{f} frolic
eğlen
{f} revel

Most of the revellers are tourists. - Eğlenenlerin çoğu turist.

eğlen
{f} jeer
eğlen
make fun
eğlen
{f} lark

Don't come to school to lark around. - Sadece eğlence için okula gelme.

eğlen
{f} ridicule
eğlen
had fun
eğlen
skylark
eğlendir
Избранное