Atlar, koşarken toz yapar.
- The horses make dust as they run.
Masanın tozunu almamız gerekir.
- We need to dust the desk.
Mary roket gibi havalandı. Tom, onun arkasında bıraktığı toz bulutunun içinde kayboldu.
- Mary took off like a rocket. Tom disappeared in the dust cloud she left behind her.
Araba arkasında bir toz bulutu bıraktı.
- The car left a cloud of dust behind it.
Onların işi mobilyanın tozunu almaktır.
- Their job is to dust the furniture.
Toz akarları için hiç ev çözümü var mı?
- Is there any home remedy for dust mites?
Bu yerin hiç tozunu almıyor musun?
- Don't you ever dust this place?
The mother dusted her baby's bum with talcum powder.