These two are standing abreast.
- Bu ikisi yan yana duruyor.
I could scarcely stand on my feet.
- Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.
Let's wait for the rain to end!
- Yağmurun durmasını bekleyelim!
It rained for several days on end.
- Birkaç gün durmadan yağmur yağdı.
Someone is standing behind the wall.
- Birisi duvarın arkasında duruyor.
These two are standing abreast.
- Bu ikisi yan yana duruyor.
My house is close to a bus stop.
- Evim otobüs durağına yakın.
At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
- Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
Halt! Stay right where you are or I'll shoot!
- Dur! Olduğun yerde kal, yoksa vururum!
The car dove into the field and, after bumping along for a time, came to a halt.
- Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi.
When riding the escalator, please hold the handrail and stand inside the yellow line.
- Yürüyen merdivene binerken lütfen tırabzanı tut ve sarı çizginin içinde dur.
I wonder how Tom is holding up.
- Acaba Tom'un durumu nasıl?
He stalled the engine three times.
- Üç kez motoru durdurdu.
A stalled car impedes traffic in the left lane.
- Durmuş bir araba sol şeritte trafiği engelliyor.