Verimli bir FBI ajanı görevlerini yürütme hakkında bir şey söylemiyor.
- An efficient FBI agent does not make any bones about carrying out his duties.
Uzun vadeli çıkarların uğruna, biz geliştirme departmanını satmaya karar verdik.
- For the sake of long-term interests, we have decided to sell the development department.
O, ekonominin gelişimine çok katkıda bulundu.
- He contributed much to the development of the economy.
Amcası insan klonlama gelişimini onayladı.
- His uncle approved the development of human cloning.
Fadıl, Kahire yakınlarındaki bir sitede yaşıyordu.
- Fadil lived in a housing development near Cairo.
O, sürdürülebilir kalkınma konusunda bir uzmandır.
- He is an expert in sustainable development.
Ekonomik kalkınma Afrika için önemli.
- Economic development is important for Africa.