durakla

listen to the pronunciation of durakla
Турецкий язык - Английский Язык
{f} pause

He paused to look at the poster. - O, postere bakmak için durakladı.

Tom paused uncomfortably. - Tom rahatsız bir şekilde durakladı.

{f} halt
nonskid
duraklamak
{f} pause
durak
stop

Helen got off at the next stop. - Helen sonraki durakta indi.

I'm getting off the train at the next stop. - Sonraki durakta trenden ineceğim.

durak
station

Tokyo Station is the third stop. - Tokyo İstasyonu üçüncü duraktır.

I am getting off at the next station. - Gelecek durakta iniyorum.

durak
rest
durak
depot
durak
(Dilbilim) hold
durak
full-stop
durak
(Bilgisayar) hop
durak
lay-by
durak
bus stop

Raised kerbs at bus stops should be mandatory. - Otobüs duraklarında yükseltilmiş bordürler zorunlu olmalıdır.

Tom saw a boy waiting at the bus stop. - Tom durakta bekleyen bir çocuk gördü.

duraklamak
hesitate
durak
pause

He paused to look at the poster. - O, postere bakmak için durakladı.

Tom paused for a few seconds. - Tom birkaç saniye durakladı.

duraklamak
stop
duraklamak
lag
durak
mus. tonic note
durak
full point
durak
stopping place
durak
caesura
durak
poet. caesura
durak
full stop
durak
stand
durak
stop, bus stop; halt, pause, break; rest
durak
(bus, train, etc.) stop
durak
mus. rest
durak
halt, pause, break
durak
stending
durak
cease
duraklamak
to stop every once in a while
duraklamak
lag behind
duraklamak
to pause, come to a stop
duraklamak
come to a standstill
duraklamak
to pause, to stop; to hesitate, to waver
duraklamak
halt
duraklamak
falter
durakla
(Bilgisayar) mi pause
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение durakla в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Durak
tevakkuf mahalli
Duraklamak
duralamak
durak
Bir ölçü uzunluğunda susma
durak
Tren, tramvay, otobüs, minibüs gibi genel taşıtların durmak zorunda olduğu veya durabileceği yer: "İlk durakta otobüsten atlayarak geriye döndüm."- S. F. Abasıyanık
durak
Konuşmada, anlamın gerektirdiği biçimde kelimeler arasındaki ses kesintisi
durak
Diyafram değeri
durak
Tren, tramvay, otobüs, minibüs gibi genel taşıtların durmak zorunda olduğu veya durabileceği yer
durak
Hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerde ölçü kalıpları içindeki durma yerleri
durak
Cümle sonundaki nokta
duraklamak
Kısa bir süre için durmak veya arada bir durmak
duraklamak
Bir süre ses çıkarmamak, bir şey söylememek, duraksamak, tereddüt etmek
durakla
Избранное