Tom'un evi bir çöplük.
- Tom's place is a dump.
Polisten saklandığı için, Dima geceyi bir çöplükte geçirdi.
- Hiding from the police, Dima spent the night in a dumpster.
Buz üzerinde yürümek için yeteri kadar kalın.
- The ice is thick enough to walk on.
Ben bir hafta içinde bu kalın kitabı okumayı bitiremem.
- I cannot finish reading this thick book in a week.
Bu şirketler kurşun ve radyoaktif atıkları içme suyumuza boşaltmak istiyorlar. Bu hoşgörülemez.
- These corporations want to dump lead and radioactive waste in our drinking water. This cannot be tolerated.
Bu yer bir çöp yığını.
- This place is a dump.
Bu yer bir çöp yığını.
- This place is a dump.
Tom neredeyse damperli bir kamyon tarafından eziliyordu.
- Tom was almost run over by a dump truck.
Bizim yeni bir damperli kamyon istememiz gerekiyor. Bu dolu.
- We need to ask for a new dump truck. This one's full.
Çok geçmeden önce, hayalet yoğun siste kayboldu.
- Before long, the ghost disappeared into a thick fog.
Yoğun sis nedeniyle uçuş iptal edildi.
- The flight was cancelled because of the thick fog.
Bu şirketler kurşun ve radyoaktif atıkları içme suyumuza boşaltmak istiyorlar. Bu hoşgörülemez.
- These corporations want to dump lead and radioactive waste in our drinking water. This cannot be tolerated.
Bu şirketler kurşun ve radyoaktif atıkları içme suyumuza boşaltmak istiyorlar. Bu hoşgörülemez.
- These corporations want to dump lead and radioactive waste in our drinking water. This cannot be tolerated.
Yatmadan önce genelde ceplerindeki tüm bozuk paraları çıkartıp masaya boşaltır.
- Before going to bed, he usually takes all the coins from his pockets and dumps them on the table.
Zemin kalın bir halı ile kaplıdır.
- The floor is covered with a thick carpet.
Gemi, kalın sisle kaplı, şafakta yola çıktı.
- The ship, covered in thick fog, set sail at dawn.
Onun koyu makyajı iğrençtir.
- Her thick makeup is disgusting.
Koyu, kremalı mantar çorbası severim.
- I love thick, creamy mushroom soup.
Kamyon kumu yere döktü.
- The truck dumped the sand on the ground.
Tom evrak çantasının içindekileri masaya döktü.
- Tom dumped the contents of his briefcase out on the table.
Kar o kadar sık düşmeye başladı ki küçük çocuk kendi elini göremedi.
- The snow began to fall so thickly that the little boy could not see his own hand.
Orman sık ve aşılmazdı.
- The forest was thick and impenetrable.
Bu kalın yün çoraplar bacaklarınızı sıcak tutacak.
- These thick wool stockings will keep your legs warm.
Orman sık ve aşılmazdı.
- The forest was thick and impenetrable.
Tostunun üstüne kalınca bal yaydı.
- She spread honey thickly on her toast.
The new XML dump is coming soon.
To take a dump.
Don't feel bad about moving away from this dump.
Authorities have launched a criminal investigation into suspected dumping of homeless people on Skid Row after police witnessed ambulances leaving five people on a street there during the weekend.
... the deficit and make the investments that we need to make without dumping those costs ...