Fadıl uyuşturulmuş ve çaresizdi.
- Fadil was drugged and helpless.
İlaçla uyuşturulmuş olmalıyım.
- I must've been drugged.
Kanser için en iyi ilaç nedir?
- What's the best drug for that cancer?
Hastalıklarla mücadele etmek için doktorlar ilaçlar öneriyor.
- Doctors suggest drugs to fight diseases.
En yakın eczane nerede?
- Where's the nearest drug store?
En yakın eczane nerede?
- Where's the nearest drugstore?
Ben bir alkoliğim. Ben bir uyuşturucu bağımlısıyım. Ben eşcinselim. Ben bir dahiyim.
- I'm an alcoholic. I'm a drug addict. I'm homosexual. I'm a genius.
Tom uyuşturucu kullanmaz.
- Tom doesn't do drugs.
Leyla bir uyuşturucu nedeniyle hapisteydi.
- Layla was in prison for a drug crime.
Adam uyuşturucu bulundurmaktan hapiste 3 yıl geçirdi.
- Adam spent 3 years in jail for drug possession.
Onlar onun bagajında uyuşturucu madde buldu.
- They found drugs in his luggage.
Gemi özenle arandı ama hiçbir uyuşturucu maddesi bulunmadı.
- The ship was searched thoroughly, but no illegal drugs were found.
Fadıl, Leyla'yı uyuşturmak için güçlü bir sakinleştirici kullandı.
- Fadil used a powerful sedative to drug Layla.
You look like someone drug you behind a horse for half a mile.
We were somewhere around Barstow on the edge of the desert when the drugs began to take hold.
She suddenly felt strange, and only then realized she'd been drugged.
The revenues from both brand-name drugs and generic drugs have increased.