Tom genellikle öğleden sonranın ilk saatlerinde uykulu hissediyor.
- Tom usually feels sleepy in the early afternoon.
Her zaman uykulu hissederim.
- I always feel sleepy.
Sami bu hareketsiz kasabanın dışında yaşıyordu.
- Sami lived in the outskirts of this sleepy town.
Tom'un uykusu gelmiş olmalı.
- Tom must be getting sleepy.
Tom uykusu gelmiş gibi gözüküyor.
- Tom looks like he's sleepy.