droben

listen to the pronunciation of droben
Немецкий Язык - Турецкий язык
yukarıda
Английский Язык - Турецкий язык

Определение droben в Английский Язык Турецкий язык словарь

above
yukarıda

İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler. - Angels watch from above as men fight amongst themselves.

Onlar yukarıdaki katta yaşıyor. - They live on the floor above.

above
{s} yukarıdaki

Onlar yukarıdaki katta yaşıyor. - They live on the floor above.

Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi. - The clouds above moved fast.

above
-e hakim olan
above
önceden anılan
above
tepede
above
-den çok
above
-den üstün
above
anılan
above
altındaki

Bir buzdağının su altındaki parçası su üstündeki parçasından çok daha büyüktür. - The part of an iceberg under the water is much larger than that above the water.

above
üstteki
above
cennette
above
fazla

Fenolftalein, 10.0 ya da daha fazla bir pH'a sahip olan bir baz varlığında parlak mora dönüşecektir ve 8.2 ya da daha az bir pH değerine sahip bir çözeltinin varlığında renksiz kalacaktır. - Phenolphthalein will turn fuchsia in the presence of a base with a pH of or above 10.0 and will remain colorless in the presence of a solution with a pH of or below 8.2.

Bir asırdan fazla bir süre önce, Rusya'daki Tunguska Nehri vadisinin üzerindeki gökyüzünde bir kuyrukluyıldız veya bir göktaşı patladı. Patlamada yüzlerce mildeki milyonlarca ağaç yıkıldı. - More than a century ago, a comet or a meteor exploded in the sky above the Tunguska River valley in Russia. The explosion knocked down millions of trees over hundreds of miles.

above
daha çok

O, onura her şeyden daha çok değer verir. - He values honor above anything else.

above
yukarı

O kesinlikle kırkın yukarısındadır. - She is certainly above forty.

Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir. - The above-mentioned mail item has been duly delivered.

above
önce

Her şeyden önce, birbirinize yardım etmelisiniz. - Above all, you must help each other.

Her şeyden önce, sabırlı olun. - Above all, be patient.

above
üzerindeki

Elli santigrad derecenin üzerindeki sıcaklıklara maruz kalma. - Do not expose to temperatures above fifty centigrade.

Biz ağaçların üzerindeki kuleyi görebiliyoruz. - We can see the tower above the trees.

above
the yukarıki, yukarıdaki, (sayfanın) yukarısında bulunan; daha önceki (bölüm/paragraf/satır/sayfa): The above picture depicts the city
above
yukarıda olan
above
(isim) yukarıda olan şey
above
gökteki
Немецкий Язык - Английский Язык
supra
above
up there
aloft