Kurutulmuş balık benim damak tadıma uygun değil.
- Dried fish is not to my taste.
Ateşin yanında ıslak elbiselerini kuruttu.
- He dried his wet clothes by the fire.
Kuru üzüm kurutulmuş üzümdür.
- Raisins are dried grapes.
Favori kurutulmuş meyven nedir?
- What's your favorite dried fruit?
Kurumuş giysilerim aniden yağmur yağdığı için ıslanır.
- My dried out clothes get wet because it suddenly rains.
Tom bulaşıkları kuruladı.
- Tom dried the dishes.
Kurutulmuş balık benim damak tadıma uygun değil.
- Dried fish is not to my taste.
Kurumak, çimento için biraz zaman alacaktır.
- It'll take a while for the cement to dry.
Tom köpeği kurulamak için eski havluları kullanırdı.
- Tom used old towels to dry the dog.
Saçımı kurulamak, makyaj yapmak ve giyinmek zorundayım.
- I have to dry my hair, put on makeup and get dressed.
Mary kuru gözleri için göz damlaları kullanır.
- Mary uses eyedrops for her dry eyes.
Tom köpeği kurulamak için eski havluları kullanırdı.
- Tom used old towels to dry the dog.
Tom havluyu sıktı ve kurutmak için onu astı.
- Tom wrung out the towel and hung it up to dry.
Kurutmak için giysilerini dışarıya as!
- Hang your clothes out to dry!
Fish, dried, salted or in brine; smoked fish, whether or not cooked before or during the smoking process; flours, meals and pellets of fish, fit for human consumption.
Onlar sek beyaz şarap içiyorlardı.
- They were drinking dry white wine.
Burada hava kurak mevsim.
- It's the dry season here.
Kurak bir yıldı, ve birçok hayvan açlıktan öldü.
- It was a dry year, and many animals starved.
Bu çok yavan bir açıklama.
- That's a very dry explanation.
Onun mizah duygusu çok yavan.
- His humor is very dry.
Niçin saçını kurutuyorsun?
- Why are you drying your hair?
Saçımı kurutmam gerekiyor.
- I have to dry my hair.
Adam kurak bir ülkede susuzluktan öldü.
- The man died of thirst in a dry country.
Tom susuz kırmızı şarap içmeyi tercih eder.
- Tom prefers to drink dry red wine.
Aslında bir pınar vardı, ama kurumuştu.
- There was a spring indeed, but it was dry.
O konuşmaya başladığında sesi öncekinden daha az karttı.
- When she began to speak, her voice was less dry than it had been.
Ne içmek isterdiniz? Sert bir martini.
- What would you like to drink? A dry martini.
Çok pişmiş balık kuru ve tatsız olabilir.
- Overcooked fish can be dry and tasteless.
Aşırı pişmiş balık çok kuru ve tatsız olabilir.
- Over-cooked fish can be too dry and tasteless.
Onun çok sıkıcı bir mizah duygusu var.
- He has a very dry sense of humor.
Ders kuru boya izlemek kadar sıkıcıydı.
- The lecture was as boring as watching paint dry.
Aylarca süren kuraklıktan sonra dün yağmur yağdı.
- It rained yesterday after it had been dry for many months.
Uzun süren bir kuraklıktan sonra dün yağmur yağdı.
- It rained yesterday after it had been dry for a long time.
Take care when guessing, since problems do not always have cut-and-dried answers.
Cover the chicken as it bakes or it'll get too dry.
Devin dried her eyes with a handkerchief.
I like to take a dry sherry before lunch on Sundays.
Dry alcohol is 200 proof.
The clothes dried on the line.
... tedious rational battle to improve the efficiency everything I'll sing it dried ...
... sun-dried whistling in looking at pornographic calendars broadly speaking ...