Berbat bir hata yaptım.
- I've made a horrible mistake.
Tom hakkında söyleyecek berbat bir şeydi.
- That was a horrible thing to say about Tom.
Bu ilacın tadı çok kötü.
- This medicine tastes horrible.
Pazar gününden nefret ediyorum! Çok kötü bir gün!
- I hate Sunday! It's a horrible day!
Keşke bu korkunç yerden gidebilsem.
- I just wish we could leave this horrible place.
O, merdivenin tepesinde korkunç bir yüz gördü.
- He saw a horrible face at the top of the stairs.