Uyuklamamaya çalışacağım.
- I'll try not to doze off.
Tom tekrar uyuklamaya başladı.
- Tom began to doze off again.
Tom toplantı sırasında uyukladı.
- Tom dozed off during the meeting.
O, tarih dersinde uyukladı.
- He dozed off in history class.
I knew I should've given you a stronger dose.
- Sana daha güçlü bir doz vermem gerektiğini biliyordum.
Sami injected Layla with a pretty heavy dose of meth.
- Sami, Leyla'ya oldukça ağır bir meth dozu enjekte etti.
If the medicine isn't working, maybe we should up the dosage.
- İlaç işe yaramıyorsa belki dozajı yükseltmeliyiz.
They've increased Tom's dosage.
- Onlar Tom'un dozajını arttırdılar.