dostça

listen to the pronunciation of dostça
Турецкий язык - Английский Язык
friendly

He is on friendly terms with her. - Onunla dostça ilişkiler içindedir.

We had a friendly talk with the gentleman. - Beyefendi ile dostça bir konuşma yaptık.

(deyim) on a friendly footing
in a friendly manner
neighborly

Tom just wanted to be neighborly. - Tom sadece dostça olmak istiyordu.

Tom tried to be neighborly. - Tom dostça olmaya çalıştı.

neighbourly [Brit.]
friendly (action, talk)
amicably

We'll work this out amicably. - Bunu dostça halledeceğiz.

I am glad that the matter was settled amicably. - Meselenin dostça halledilmesine memnunum.

winning
comradely
amicable
in a friendly manner; friendly, amicable, cordial
familiar
familiarly
cordial
{s} neighbourly

Neighbourly relations are necessary for success. - Dostça ilişkiler başarı için gereklidir.

dostça ilişki
rapport
dostça davranmak
befriend
dostça davranmak
to be friendly
dostça davranış
friendship
dostça girişim
(Hukuk) friendly demarche
dostça ilişki
amity
dostça ilişki kurmak
fraternize
dostça olmayan
unfriendly
dostça olmayan
unamiable
dostça uyarı
expostulation
dostça çözücü
(Hukuk) amiable compositor
dostça çözüm
(Hukuk) amiable composition
sorunun dostça çözümü
(Hukuk) amiable resolution
Турецкий язык - Турецкий язык
Dosta yakışır: "Gerçekten dostça bir sohbet oldu, epeyce uzun sürdü."- A. İlhan
Dost gibi
Dosta yakışır biçimde
Dosta yakışır (biçimde)
dostane
dostça
Избранное