Bu aptal elbiseyi giymek istemiyorum!
- I don't want to wear this stupid dress!
Anne! Bunu giymek istemiyorum.
- Mom, I don't want to wear this.
Bu kadar endişelenme! Benim gibi çok saygın bir uzman için bu iş çocuk oyuncağı!
- Don't worry so much! For quite an esteemed expert such as myself, it's peasy lemon squeezy!
Uzman olması gereken biri için çok şey biliyor gibi görünmüyorsun.
- For someone who's supposed to be an expert, you don't seem to know much.
Parkta beyzbol oynama.
- Don't play baseball in the park.
Burada beyzbol oynama.
- Don't play baseball here.
Koltuğunu neden şu yaşlı beyefendiye vermiyorsun?
- Why don't you give your seat to that old gentleman?
Niçin bir beyefendi gibi davranmaya çalışmıyorsun?
- Why don't you try to behave like a gentleman?
Öğretmenine soru sormaya çekinme.
- Don't hesitate to ask your teacher a question.
Ben vekil öğretmeni sevmiyorum.
- I don't like the substitute teacher.
The new engineer had a donnish air, and found it difficult to communicate with the workers in the factory.
Don't keep me on tenterhooks!
- Don't keep me in suspense!
The frost did a lot of damage to the crops.
- Don ürünlere çok zarar verdi.
The frost killed all the flowers.
- Don bütün çiçekleri öldürdü.
Please freeze the fish and meat.
- Lütfen, balık ve eti dondurunuz.
Tom finished eating all the ice cream that was in the freezer.
- Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
The bones remained frozen in the ice.
- Kemikler buzda donmuş olarak kaldı.
The milk froze and became solid.
- Süt dondu ve katılaştı.
We were nearly frozen to death.
- Neredeyse donarak ölüyorduk.
I was frozen to the bone.
- İliklerime kadar dondum.
The temperature is above freezing today.
- Bugün sıcaklık donma noktasının üzerinde.
Tom was freezing to death.
- Tom donarak ölüyordu.
It should be freezed!
- Dondurulması gerekir.