I'm not equipped to do that.
- Onu yapmak için donanımlı değilim.
He was equipped for a trip.
- O bir yolculuk için donanımlıydı.
I can bring in some more sophisticated equipment if you think we need it.
- Ona ihtiyacımız olduğunu düşünüyorsan biraz daha gelişmiş bir donanım getirebilirim.
This hospital has a lot of new equipment.
- Bu hastanenin birçok yeni donanımı var.
Apple tried a lot to design beautiful hardware.
- Apple güzel donanım tasarlamak için çok çabaladı.
Sami ran the local hardware store.
- Sami yerel donanım mağazasını işletiyordu.