The table was loaded with fruit.
- Masa meyve ile doldurulmuştu.
Mary says that she can't fall asleep without her favorite stuffed animal.
- Mary favori doldurulmuş hayvanı olmadan uyuyamayacağını söylüyor.
Tom gave his daughter a stuffed bunny.
- Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
Sorry, the position has already been filled.
- Üzgünüm, pozisyon önceden doldurulmuş.
I wanted to buy the huge stuffed bear at Ken's store, but it was not for sale.
- Ken'in dükkanındaki kocaman içi doldurulmuş ayıyı almak istedim ama satılık değildi.