All you have to do is touch the button.
- Tüm yapmanız gereken düğmeye dokunmak.
Is this snake safe to touch?
- Bu yılan dokunmak için güvenli midir?
Today I feel higher than the mountains. Today I want to touch the sky.
- Bugün dağlardan daha yüksek hissediyorum. Bugün gökyüzüne dokunmak istiyorum.
Tom reached out to touch Mary.
- Tom Mary'ye dokunmak için uzandı.
Have you ever touched a dolphin?
- Hiçbir yunusa dokundun mu?
When the body is touched, receptors in the skin send messages to the brain causing the release of chemicals such as endorphins.
- Vücuda dokunulduğunda, derideki reseptörler beyne endorfin gibi kimyasalların salınmasına neden olan mesajlar gönderir.
Layla felt Sami's fingertips touching the back of her shoulder.
- Leyla, Sami'nin parmak uçlarının, omzunun arkasına dokunduğunu hissetti.
She touched me lightly on the nape of the neck with the tips of her fingers and it made me shudder.
- O bana parmak uçları ile ensemin üzerine hafifçe dokundu ve bu beni ürpertti.
Sentences bring context to the words. Sentences have personalities. They can be funny, smart, silly, insightful, touching, hurtful.
- Cümleler kelimelere içerik getirir. Cümlelerin kişilikleri vardır. Onlar komik, akıllı, aptal, anlayışlı, dokunaklı, incitici olabilirler.
Your dress is touching the wet paint.
- Elbiseniz ıslak boyaya dokunuyor.
All you have to do is touch the button.
- Tüm yapmanız gereken düğmeye dokunmak.
The huge building seemed to touch the sky.
- Büyük bina gökyüzüne dokunacak gibi görünüyordu.
I don't want you touching my stuff.
- Eşyama dokunmanı istemiyorum.
I don't like her touching you.
- Onun sana dokunmasını sevmiyorum.
Please don't touch the exhibits.
- Lütfen sergilere dokunma.
Don't touch that pan! It's very hot.
- O tavaya dokunmayın! O çok sıcak.
Lips that touch liquor shall not touch mine.
- Liköre dokunan dudaklar benimkine dokunmayacaklar.
Don't touch that pan! It's very hot.
- O tavaya dokunmayın! O çok sıcak.
Today I feel higher than the mountains. Today I want to touch the sky.
- Bugün dağlardan daha yüksek hissediyorum. Bugün gökyüzüne dokunmak istiyorum.