Benim en küçük kız kardeşim bir öğretmendir, en büyük kardeşim ise bir tıp doktorudur.
- My youngest sister is a teacher, my oldest one, a medical doctor.
Bir tıp doktoru olarak Tom'un parlak bir kariyeri var.
- Tom has a bright career as a medical doctor.
Doktor olarak iyi değil.
- He is no good as a doctor.
Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.
- Some doctors say something to please their patients.
Belirtiler daha da kötüleşiyorsa bir doktora danışmalısın.
- You should consult a doctor if the symptoms get worse.
Belgesel, yoksulların durumu hakkında bilinçlendirmek demektir.
- The documentary is meant to raise consciousness about the plight of the poor.
Belgeleri aldıktan kısa bir süre sonra öldü.
- He died soon after he received the documents.
Başkan Lincoln bu belgelerin tüm beşini yazdı.
- President Lincoln wrote all five of these documents.
Low Doc loans are a flexible solution for self-employed people who have income and assets, but are unable to provide the required financial statements or tax returns at the time of application.