Dert etmeyin. O sizin sorununuz değil.
- Don't worry about it. It's not your problem.
Tom'un ne düşündüğünü dert etme.
- Don't worry about what Tom thinks.
Endişelenmeyin. Size her şeyin iyi olacağını söyledim.
- Don't worry. I told you everything would be OK.
Bu büyük bir anlaşma değil. Onun hakkında endişelenme.
- It's not a big deal. Don't worry about it.
Üzülmeyin, her şey düzelecek.
- Don't worry, everything will be OK.
Geçmiş hakkında üzülme.
- Don't worry about the past.