At birth, a person's immune systemhas not yet encountered the outside world or started to develop its memory files.
I got you a pen as a birthday present.
- Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.
Tomorrow's my birthday.
- Yarın benim doğum günüm.
In the hospital room, the nurse wearing white clothes and the midwife were preparing for the delivery.
- Hastane odasında, beyaz kıyafetler giymiş hemşire ve ebe doğum için hazırlanıyorlardı.
She chose normal delivery and resisted all the pain.
- O, normal doğumu seçti ve tüm acıya direndi.
They were born in Thailand.
- Onlar Tayland doğumlular.
My birthday is June 12. Magdalena was born on the same day and year as me.
- Benim doğum günüm 12 Haziran. Magdalena, benimle aynı günde ve yılda doğdu.
Did you give birth at home or at a maternity hospital?
- Sen evde mi yoksa doğumevinde mi doğurdun?
She's supposed to be on maternity leave.
- Onun doğum izninde olması gerekiyor.
Many women pursue higher education and careers, thus delaying marriage and childbirth.
- Birçok kadın yüksek öğretime ve kariyere devam ediyor, bu nedenle evlilik ve doğum gecikiyor.
Tom's wife died in childbirth.
- Tom'un karısı doğum yaparken öldü.
Obstetrics deals with pregnancy, childbirth, and the postpartum period.
- Doğum doktorluğu, gebelik, doğum ve doğum sonrası dönemle ilgilenir.
Nativity scenes commemorate the birth of Jesus.
- Doğuş sahneleri İsa'nın doğumunu anıyor.