They lost the war on the eastern front.
- Doğu cephesinde savaşı kaybettiler.
That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt.
- O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.
Japan is in eastern Asia.
- Japonya Doğu Asya'dadır.
I hear some tribes in eastern Africa live on milk products.
- Doğu Afrika'da bazı kabilelerin süt ürünleri ile yaşadığını duydum.
The article on Buddhism revived my interest in Oriental religions.
- Budizm makalesi, Doğu dinlerine olan ilgimi yeniden canlandırdı.
I'm interested in oriental pottery.
- Ben doğu çömlekçiliği ile ilgileniyorum.
I'm interested in oriental pottery.
- Ben doğu çömlekçiliği ile ilgileniyorum.
The article on Buddhism revived my interest in Oriental religions.
- Budizm makalesi, Doğu dinlerine olan ilgimi yeniden canlandırdı.
It goes without saying that camels are very useful in the Middle East.
- Develerin Orta Doğuda çok yararlı olduğunu söylemeye gerek yok.
President Barack Obama praised Poland as an example for aspiring democracies in the Middle East and elsewhere.
- Başkan Barack Obama Orta Doğuda ve başka yerde demokrasileri isteyenler için örnek olarak Polonya'yı övdü.
Khabarovsk is among the largest cities of the Russian Far East.
- Habarovsk, Rus Uzak Doğusu'nun en büyük şehirleri arasındadır.
Forks were used for many years in Europe and the Near East, but only for cooking.
- Çatallar yıllardır Avrupa'da ve Yakın Doğu'da kullanılıyordu, ama yalnızca yemek pişirmek için.