To tell the truth, she is my niece.
- Doğruyu söylemek gerekirse, o benim yeğenimdir.
To tell the truth, I used to smoke two packs a day.
- Doğruyu söylemek gerekirse, günde iki paket sigara içerdim.
If the truth be told, I can't say I ever really enjoyed going sightseeing anyway.