doğruca

listen to the pronunciation of doğruca
Турецкий язык - Английский Язык
directly

Tom went directly to his room as soon as he got home. - Tom eve varır varmaz doğruca odasına gitti.

Tom is drinking directly from the faucet. - Tom doğruca musluktan içiyor.

soundly
right ahead
straight, directly
straight, directly, straight ahead
thro
through
straight

In hopes of attaining superhuman powers, Christopher Columbus once stared at the sun for five minutes straight. It didn't work. - İnsanüstü güçlere ulaşmak umuduyla, Kristof Kolomb bir zamanlar beş dakika güneşe doğruca dik dik baktı.İşe yaramadı.

He said the words came straight from his heart. - O kelimelerin doğruca kalbinden geldiğini söyledi.

smack
thru
straight ahead

He sat in silence and was looking straight ahead of him. - O sessizce oturdu ve doğruca ona bakıyordu.

direct

Tom went directly to his room as soon as he got home. - Tom eve varır varmaz doğruca odasına gitti.

Why don't you just speak directly to Tom? - Niçin doğruca sadece Tom'la konuşmuyorsun?

slap
full
due
right

Tom walked right into Mary's trap. - Tom doğruca Mary'nin tuzağına yürüdü.

Tom saw how exhausted Mary was and told her to go right to bed. - Tom Mary'nin ne kadar yorgun olduğunu gördü ve ona doğruca yatağa gitmesini söyledi.

doğruca gitmek
go straight
doğruca gitmek
make a beeline for
Турецкий язык - Турецкий язык
Hiçbir yöne sapmadan; dolaylı olmayarak, dolaşmayarak
Doğruya yakın
Hiçbir yöne sapmadan, dolaylı olmayarak, dolaşmayarak: "Belki doğruca Ankara'ya dönersin, değil mi?"- E. İ. Benice
doğruca
Избранное