Your analysis of the situation is accurate.
- Sizin durum analiziniz doğrudur.
My watch is more accurate than yours.
- Saatim sizinkinden daha doğru.
I'll be damned if it's true.
- Eğer o doğruysa mahvoldum demektir.
His story may not be true.
- Hikâyesi doğru olmayabilir.
Don't play dumb. Answer my question properly!
- Aptal numarası yapma. Soruma doğru dürüst cevap ver.
Are you brushing your teeth properly?
- Dişini doğru dürüst fırçalıyor musun?
Give it to me straight.
- Onu doğruca bana ver.
Show us the straight path.
- Bize doğru yolu göster.
I think the actions he took were right.
- Onun yaptıklarının doğru olduğunu düşünüyorum.
It is right that you should write it.
- Onu yazman gerektiği doğrudur.
The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.
- Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.
Through trial and error, he found the right answer by chance.
- Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
Why is it easier to park the car backwards than forwards?
- Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?
Tom bends over backwards to please Mary.
- Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.
If my parents punished me for something I didn't do, I would tell them the truth and try to convince them of my innocence.
- Eğer yapmadığım bir şey için ailem beni cezalandırdıysa , onlara doğruları söylerdim ve benim masumiyetle ilgili onları ikna etmeye çalışırdım.
The ship made for the shore.
- Gemi kıyıya doğru gitti.
As soon as the three doctors had left the room, the Fairy went to Pinocchio's bed and, touching him on the forehead, noticed that he was burning with fever.
- Üç doktor odadan çıkar çıkmaz Peri, Pinokyo'nun yatağına doğru gitti ve alnına dokununca onun ateşler içinde yandığını gördü.
Tom is telling the truth, I'm fairly certain.
- Tom doğruyu söylüyor, ben oldukça eminim.
Due to Tom's behavior, the court is convinced that Mary's account is accurate.
- Tom'un davranışı nedeniyle mahkeme Mary'nin hesabının doğru olduğuna inanıyor.
Is this the right way to go to the railway station?
- Tren istasyonuna gitmek için doğru yol bu mu?
Is this the right way to the museum?
- Bu, müzeye giden doğru yol mu?
The dog walked backward.
- Köpek geriye doğru yürüdü.
Tom is walking backwards.
- Tom geriye doğru yürüyor.