Çok sersemlemiş hissetmeye başlıyorum.
- I'm starting to feel very dizzy.
Tom sersemlemiş görünüyordu.
- Tom seemed to be dizzy.
Tom küçük bir sersemlik hissetti.
- Tom felt a little dizzy.
Tom gökyüzünün baş döndürücü yüksekliğinden şehre baktı.
- Tom looked down upon the city from the dizzying height of the skyscraper.
Tom'un birçok baş döndürücü büyüleri vardır.
- Tom has a lot of dizzy spells.
Sersemlemiş hissetmeye başlıyorum.
- I'm starting to feel dizzy.
Tom sersemlemiş görünüyordu.
- Tom seemed to be dizzy.
Şimdi biraz şaşkın hissediyorum.
- I'm feeling kind of dizzy.
Biraz şaşkın hissettim.
- I felt a little dizzy.
The salesman presented me with a dizzying array of choices, and I was hard pressed to choose between them.
I stood up too fast and felt dizzy.
My new secretary is a dizzy blonde.
Let me have this violence and compulsion removed, there is nothing that, in my seeming, doth more bastardise and dizzie a wel-borne and gentle nature .