Bu, etnik açıdan farklı bir okul.
- It is an ethnically diverse school.
Bu dağlarda bulunan tuzlar ve mineraller oldukça farklıdır.
- The salts and minerals found in these mountains are quite diverse.
Tom'un değişik damak zevkleri var.
- Tom has varied tastes.
Harika değişik iklimleri sayesinde, Amerika Birleşik Devletleri, hemen hemen her türlü spor için bir cennettir.
- The United States is a paradise for almost every kind of sports, thanks to its wonderfully varied climate.
Dalgıçların havası tükeniyor.
- The divers are running out of air.
Su o kadar bulanıktı ki polis dalgıçlar vücudu dokunarak aramak zorunda kaldı.
- The water was so murky that the police divers had to search for the body by feel.
Dalgıçların havası tükeniyor.
- The divers are running out of air.
Dalgıçlar deniz yatağında bir enkaz buldu.
- The divers found a wreck on the sea-bed.
Gezegenimizdeki canlıların çeşitliliğine hayranım.
- I just admire the diversity of life on our planet.
Bu orman çeşitlilik açısından zengindir.
- This forest is full of diversity.
Harika değişik iklimleri sayesinde, Amerika Birleşik Devletleri, hemen hemen her türlü spor için bir cennettir.
- The United States is a paradise for almost every kind of sports, thanks to its wonderfully varied climate.
Aslında, internetin sayısız, çeşitli kullanım alanları vardır.
- In fact, there are countless, varied uses for the Internet.
VISUACT çeşitli ortamları ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını esnek şekilde destekler ve operasyonel işlemleri sunar.
- VISUACT supports flexibly the varied environments and needs of our customers and offers a variety of operational procedures.
Shortly after this I had to go out of town. Divers sound sportsmen had invited me to pay visits to their country places, and it wasn't for several months that I settled down in the city again.
... individual different diverse-- ...
... best tools and content from a really diverse set of ...