Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
- They are talking loudly when they know they are disturbing others.
Sizi rahatsız etmiyorum, değil mi?
- I'm not disturbing you, am I?
Ben onu huzur bozucu buldum.
- I found it disturbing.
Rahatsız edici bir haberimiz var.
- We have some disturbing news.
Az önce Tom bana çok rahatsız edici bir şey söyledi.
- Tom just told me something very disturbing.
Gürültü beni rahatsız ediyor.
- The noise is disturbing me.
Rahatsız etme korkusuyla sizi aramadım.
- I didn't call on you for fear of disturbing you.
Ne olursa olsun seni rahatsız etmeye niyetim yok.
- I have no intention whatever of disturbing you.
Rahatsız etme korkusuyla sizi aramadım.
- I didn't call on you for fear of disturbing you.
Seni rahatsız etmek istemedim.
- I didn't want to disturb you.
Onu rahatsız etmek istemedim.
- I didn't want to disturb him.
Hiçbir şey onu rahatsız etmez.
- Nothing disturbs her.
Çalışırken beni rahatsız etmeyin.
- Don't disturb me while I'm studying.
Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
- They are talking loudly when they know they are disturbing others.
Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- I'm sorry to disturb you.
A school of fish disturbed the water.
... and you discover a very disturbing pattern. ...
... These things are disturbing. ...