Gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.
- Reality and fantasy are hard to distinguish.
Onları birbirinden ayırt etmek kolaydır.
- They are easy to distinguish from each other.
Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.
- No matter how we try, it is impossible to distinguish good people from bad people by outward appearances.
İşi oyundan ayırmaktan hoşlanıyorsunuz.
- You like to distinguish work from play.
Tom çok seçkin görünümlü.
- Tom is very distinguished looking.
Sen çok seçkin görünümlüsün.
- You're very distinguished-looking.
Bir sakalla mükemmel görüneceğini düşünüyorum.
- I think you'd look distinguished with a beard.
Birinin karatavuğu kargalardan ya da hatta küçük kargalardan ayırt etmesi için bir kuş bilimci olması gerekmiyor.
- One does not need to be an ornithologist to be able to distinguish blackbirds from crows or even jackdaws.
İyi kahveyi kötü kahveden ayırt etmek için dilini eğitmelisin.
- You must educate your tongue to distinguish good coffee from bad.
Onun ayırt edici özellikleri yoktu.
- He had no distinguishing features.
Tüyler kuşların ayırt edici bir özelliğidir.
- Feathers are a distinguishing feature of birds.
THE favourable reception the Orrery has met with from Perſons of the firſt diſtinction, and from Gentlemen and Ladies in general, has induced me to add to it ſeveral new improvements in order to give it a degree of Perfection; and diſtinguiſh it from others ; which by Piracy, or Imitation, may be introduced to the Public.
... as a way of distinguishing myself from other journalists. ...