distant; remote

listen to the pronunciation of distant; remote
Английский Язык - Турецкий язык

Определение distant; remote в Английский Язык Турецкий язык словарь

far
{s} uzak

Hikaye Neuilly -on-the -Seine'da sahnelenmiştir, Paris'ten çok uzak olmayan bir Fransız kasabası. - The story is set in Neuilly-on-the-Seine, a French town not far from Paris.

Bir şey alamayacak kadar çok uzak. - To take something too far.

far
{s} öbür
far
alıs
far
çok

Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı. - Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.

O, bana bir yalan söyleyecek kadar çok ileri gitti. - He went so far as to call me a liar.

far
uzağa

Fred benden nefret ettiğini söyleyecek kadar uzağa gitti. - Fred went so far as to say that he had hated me.

Tom ne kadar uzağa gittiğini görmek için kilometre sayacını kontrol etti. - Tom checked his odometer to see how far he'd driven.

far
ötedeki
far
bir hayli
far
daha uzaktaki
far
pek çok
far
öte

Kapıdan daha öteye gitmedi. - He went no farther than the gate.

Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı. - Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.

far
{s} mesafe katetmiş
distant from here, remote from here
Buradan, uzaktan buradan uzak
far
Allah esirgesin
far
ilerlemiş
far
uzakta

Tom bizden uzakta olmayan kirasız küçük bir evde yaşıyordu. - Tom was living rent-free in a small house not too far from us.

İstasyona ne kadar uzakta? - How far is it to the station?

far
(sıfat) uzak, ırak, öbür, öteki, mesafe katetmiş
far
-den uzak; uzağa; uzakta: He's never journeyed far from Istanbul. İstanbul'dan uzağa hiç seyahat etmedi. They didn't go far. Uzağa
far
{s} ırak

Gözden ırak olan, gönülden ırak olur. - Far from eye far from heart.

far
Far East Uzak Doğu
Английский Язык - Английский Язык
{s} far
distant; remote
Избранное