Yer utanç verici bir biçimde bakımsızdı.
- The place was shamefully neglected.
O beni tamamen ihmal etti.
- She completely ignored me.
O görevlerini ihmal etti.
- He neglected his duties.
Tom işini ihmal etti.
- Tom neglected his work.
Fadıl kendini ihmal edilmiş ve terk edilmiş hissetti.
- Fadil felt neglected and abandoned.
Tom gözardı edildiğini fark ediyor.
- Tom realizes he's being ignored.
Tom, Mary tarafından gözardı edildiğini hissetti.
- Tom felt ignored by Mary.
Yeni park, kentin en çok ihmal edilen yerlerinden birine dönüştü.
- The new park turned into one of the most neglected places in the city.
İhmal edilen oda boş kaldı.
- The neglected room remained unoccupied.
Tom ignored all of Mary's warnings.
- Tom disregarded Mary's advice completely.
The government's disregard for the needs of disabled people is outrageous.