O, kadınları anlamlı bir meşgale olmaktan daha ziyade tek kullanımlık zevk olarak görüyor.
- He regards women as disposable pleasures rather than as meaningful pursuits.
Gönüllüler tek kullanımlık bardaklarda çay dağıttı.
- Volunteers distributed tea in disposable cups.
Üzgünüz, iletişim kurmaya çalıştığınız kişi mevcut değil.
- We are sorry, the person you are trying to contact is not available.
Bu kitabın hem sert hem de yumuşak kapak sürümleri mevcuttur.
- The book is available in both hard and soft-cover versions.
Müsait bir tur rehberi var mı?
- Is there a tour guide available?
Şu anda müsait değilim.
- I'm not available right now.
Müsait bir tur rehberi var mı?
- Is there a tour guide available?
İşe yarar bir yardım var mı?
- Is there any help available?
Böyle müfredat dışı dersler yalnızca fende zorluk çeken çocuklar için geçerlidir.
- Such extra-curricular classes are available only for children who have difficulties in science.
Bu teklif sadece sınırlı bir süre boyunca geçerlidir.
- This offer is available for a limited time only.
Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir.
- Tickets are available from Lions Club members.
Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir.
- Tickets are available from Lions Club members.
Sözlük şimdi Android telefonlar için bir uygulama olarak kullanılabilir.
- The dictionary is now available as an app for Android phones.
Bu daktilo kullanılabilir mi?
- Is this typewriter available?
Ayrıntılar hemen hazır değildi.
- Details weren't immediately available.
Öğle yemeği hazır olacak.
- Lunch will be available.
Rather than purchase an expensive razor he bought a packet of cheap disposable ones.