Bu politik problem sıcak tartışmalara neden oldu.
- This political problem gave rise to hot discussions.
Onun hakkında tartışmalar olabilir.
- There may be discussions about it.
Ben tartışmaya katıldım.
- I took part in the discussion.
Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
- Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
Gecikmeden sorunu görüşmek gereklidir.
- It's necessary to discuss the problem without delay.
Tom Mary ile sorunu görüşmek istiyor.
- Tom wants to discuss the problem with Mary.
Tom'un sorunlarını tartışmak için kimsesi yok.
- Tom doesn't have anyone to discuss his problems with.
Tom'un sorunlarını tartışmak istemiyorum.
- I don't want to discuss Tom's problems.
Koç'un onun saha performansını değerlendirmek için her oyuncuyla bire bir görüşmesi vardı.
- The coach had a one-on-one discussion with each player to evaluate his performance on the field.
Öneriniz bizim buradaki görüşmemizle alakasız gibi görünüyor.
- Your suggestion seems irrelevant to our discussion here.
Seninle fiyat hakkında konuşmak istiyorum.
- I would like to discuss about the price with you.
Tom işini konuşmaktan hoşlanmaz.
- Tom doesn't like to discuss his work.
Sorunlarımdan söz etmek istemiyorum.
- I don't want to discuss my problems.
Bu konu tartışılmaya değer.
- That topic is worth discussing.
Ben tartışmaya katıldım.
- I took part in the discussion.
For she was giuen all to fleshly lust, / And poured forth in sensuall delight, / That all regard of shame she had discust, / And meet respect of honour put to flight .
Pistol: Discuss unto me; art thou officer? Or art thou base, common and popular?.
This topic is not open to discussion.
... uh... wetlands where cell discussions of this information ...
... ads that trigger discussions about the brands you love. Or your government is willing to ...