He sat listening to the radio.
- O radyo dinleyerek oturdu.
He wrote a letter, listening to music.
- O, müzik dinleyerek, bir mektup yazdı.
You can learn a lot from grandparents by listening.
Linda went to the park to listen to the music.
- Linda müzik dinlemek için parka gitti.
I like to listen to classical music.
- Klasik müzik dinlemeyi severim.
In Soviet Russia, radio listens to the listener!
- Sovyet Rusya'sında, radyo dinleyiciyi dinler!
I listened, but I didn't hear anything.
- Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
Children should obey their elders, mind you.
- Dinle bak, çocuklar büyüklerine itaat etmelidir.
If you don't mind, I'd like to rest here for a while.
- Sakıncası yoksa bir süre burada dinlenmek istiyorum.
I cheered myself up by listening to music.
- Müzik dinleyerek kendime moral verdim.
The children love listening to stories.
- Çocuklar masal dinlemeyi sever.
Sami's phones were wiretapped.
- Sami'nin telefonları dinlendi.