dinlememek

listen to the pronunciation of dinlememek
Турецкий язык - Английский Язык
(neg. form of dinlemek ) not to listen
disobey
dinle
listen to

I rarely listen to the radio. - Nadiren radyo dinlerim.

I like to listen to classical music. - Klasik müzik dinlemeyi severim.

dinle
hark
dinle
listen

I like to listen to classical music. - Klasik müzik dinlemeyi severim.

I listened, but I didn't hear anything. - Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.

dinle
mind

If you don't mind, I'd like to rest here for a while. - Sakıncası yoksa bir süre burada dinlenmek istiyorum.

Children should obey their elders, mind you. - Dinle bak, çocuklar büyüklerine itaat etmelidir.

dinle
(Bilgisayar) listen on
dinle
{f} listening

The children love listening to fairy tales. - Çocuklar masal dinlemeyi sever.

I cheered myself up by listening to music. - Müzik dinleyerek kendime moral verdim.

aman zaman bilmemek/dinlememek
to be implacable, refuse all pleas
ders dinlememek
not listen the teacher
dinle
wiretap

Sami's phones were wiretapped. - Sami'nin telefonları dinlendi.

dinle
hearken
ferman dinlememek
to do as one pleases, ignore the law
söz dinlememek
recalcitrate
söz dinlememek
to disobey
söz dinlememek
disobey
sözünü dinlememek
fly in the face of
dinlememek
Избранное