I put apple slices into some of the doughnuts before I deep-fried them.
- Onları kızgın yağda pişirmeden önce çöreklerin bazılarının içine elma dilimleri koydum.
Spread it on slices of toast and sprinkle some pine nuts on top.
- Onu tost dilimleri üzerine yayın ve üstüne biraz çam fıstığı serpin.
Tom wanted to eat a couple of slices of salami.
- Tom birkaç dilim salam yemek istedi.
Tom ate the last slice of bread so Mary had nothing to eat.
- Tom son dilim ekmeği yedi bu yüzden Mary'nin yiyecek bir şeyi yoktu.
We talked about time zones.
- Biz zaman dilimleri hakkında konuştuk.
I live in the Pacific time zone in the USA.
- ABD'de Pasifik Zaman Dilimi'nde yaşıyorum.
Tom accidentally cut his hand when he was slicing carrots.
- Tom havuçları dilimlerken kazara elini kesti.
He cut off a slice of meat.
- O, bir dilim et kesti.
The Chinese government disbursed the second tranche of the money.
- Çin hükümeti paranın ikinci dilimini ödedi.