There were times when Tom wished he hadn't married Mary.
- Tom'un Mary ile evlenmemiş olmayı dilediği zamanlar olmuştur.
I wish I were what I was when I wished I were what I am.
- Keşke olduğum gibi olmayı dilediğim zaman olduğum gibi olsam.
There were times when Tom wished he hadn't married Mary.
- Tom'un Mary ile evlenmemiş olmayı dilediği zamanlar olmuştur.
She wished she had been born twenty years earlier.
- O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.
I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.
- Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.
She sat next to him wishing she were somewhere else.
- O, başka bir yerde olmayı dileyerek onun yanına oturdu
Beggars can't be choosers.
- Dilenciler seçici olamaz.
I must beg your pardon.
- Ben sizden özür dilemeliyim.