Bugün hava harika fakat bu günlerde hep yağmur yağdı.
- The weather today is great, but lately it's been raining all the time.
Tom ve ben hep kavga ederiz.
- Tom and I fight all the time.
Onu başından beri biliyor olmalılar.
- They must have known it all along.
Başından beri onun yalan söylediğini biliyordum.
- I knew all along that he was telling a lie.
Bill her zaman dürüsttür.
- Bill is honest all the time.
O, her zaman sessizdi.
- He was silent all the time.
O her zaman sendin, değil mi?
- It was you all along, wasn't it?
Bu ta başından benim planımdı.
- This was my plan all along.
Sanırım Tom ta başından bunu bekliyordu.
- I think Tom expected this all along.
Bütün demiryolu boyunca kasabalar türedi.
- Towns sprang up all along the railroad.
Bütün duvar boyunca karalamalar vardı.
- There were scribbles all along the wall.
Sami baştan beri katildi.
- Sami was the killer all along.
Sana bunu en başından beri söylüyorum.
- I've been telling you that all along.
En başından beri planın buydu, değil mi?
- That was your plan all along, wasn't it?
That's what I said all along.
- Das habe ich die ganze Zeit gesagt.
I've known it all along.
- Ich habs die ganze Zeit gewusst.