dişlenme

listen to the pronunciation of dişlenme
Турецкий язык - Английский Язык
dentition
The process of growing teeth; teething
The set of natural teeth of an individual
{n} the cutting or breeding of teeth
{i} characteristic arrangement of teeth in human or animal
Natural teeth in the dental arch
the eruption through the gums of baby teeth
The full set of teeth Most mammals have specialised carnivore, herbivore or insectivore dentition Dental formulas are given for most of the skulls illustrated
The type, number and arrangement of the normal teeth of an organism or of the actual teeth of an individual
The position, type, and number of teeth in upper and lower jaw
A set of teeth
your teeth and how they are arranged in your mouth
The teeth, considered collectively, of an animal
The development and cutting of teeth; teething
the kind and number and arrangement of teeth (collectively) in a person or animal
The system of teeth peculiar to an animal
1 the kind, number, and arrangement of the teeth of man and animals 2 the development and cutting or eruption of teeth (Morris 1992)
diş
tooth

I clean my teeth with a toothbrush. - Ben bir diş fırçası ile dişlerimi temizlerim.

My toothache returned in a few hours. - Benim diş ağrısı birkaç saat içinde geri döndü.

diş
dental

When was your most recent dental appointment? - En son diş randevun ne zamandı?

Use dental floss after each meal. - Her yemekten sonra diş ipi kullanın.

diş
teeth

You must keep your teeth clean. - Dişlerini temiz tutmalısın.

I brush my teeth after eating. - Yedikten sonra dişlerimi fırçalarım.

diş
clove

Is eating a clove of garlic every day beneficial to your health? - Her gün bir diş sarımsak yemek sağlığınız için yararlı mıdır?

diş
odontic
diş
exterior
diş
thread
diş
(Otomotiv) periphery
diş
ambient
diş
tread
diş
outside
diş
rib
dişlenmek
nibbled
dişlenmek
bitten
diş
tine
diş
cog
diş
joggle
diş
tines
birinci dişlenme
(Diş Hekimliği) primary dentition
diş
tooth; tusk; cog; screw thread; clove; dental
diş
thread (of a screw)
diş
cog (of a wheel)
diş
head (of cloves)
diş
slang dope, hashish
diş
knurl
diş
jag
diş
clove (of a garlic)
diş
notch
diş
dent

Today I went to the dentist's. - Bugün dişçiye gittim.

You'd better see a dentist at once. - Derhal bir diş hekimi ile görüşsen iyi olur.

diş
tooth (of a saw, comb)
diş
ward (of a key)
diş
choppers
diş
nick
diş
(Anatomi) dens
dişlenmek
(for wheat, corn, etc.) to develop seeds
dişlenmek
to be bitten, be bitten into
dişlenmek
to gain authority, become powerful
dişlenmek
to be bitten; to get strong, to gain authority
Турецкий язык - Турецкий язык
Dişlenmek işi
Diş
(Osmanlı Dönemi) SİNN
diş
Omurgalı hayvanların çenelerinde veya ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ve ağızlarında bulunan kemiksi sert parçalar
diş
çark, testere, tarak vb. çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri
diş
Tane
diş
Sarımsak dilimi, karanfil vb.nde dişe benzetilen tane
diş
Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri
diş
Sarmısak tanesi
diş
Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri. Çark, testere, tarak gibi çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri: "Çarkın dişleri tebessüm eder gibi tatlı bir ses çıkardı."- S. F. Abasıyanık
diş
Çark, testere, tarak gibi çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri
diş
örgü örmekte kullanılan şiş
diş
örgü şişi
diş
Sarımsak dilimi ve karanfil gibi dişe benzetilen şeylerde tane
diş
Bazı dantel ve işlemelerin kenarlarındaki yuvarlak sivri bölüm
diş
Düş, rüya
dişlenmek
Tanelenmek, diş tutmak
dişlenmek
Dişleme işine konu olmak, dişle ısırılmak
dişlenmek
Güçlenmek, dediğini yaptırır olmak
dişlenme
Избранное