Bu kullanışlı küçük bir kutu.
- This is a handy little box.
Bu gibi durumlarda, bir tabanca kullanışlı gelebilir.
- In situations like these, a gun might come in handy.
Cebinde küçük bir el fenerine sahip olman yararlı olabilir.
- Having a small flashlight in your pocket may come in handy.
Bir bıçağın yararlı olabileceği bazı durumları düşünebiliyorum.
- I can think of some situations in which a knife would come in handy.
Tom bizim hünerli işçimizdi.
- Tom used to be our handyman.
Bu sözlüğü her zaman el altında tut.
- Always keep this dictionary handy.
Yangın olursa diye el altında her zaman bir kova su bulundur.
- Always keep a bucket of water handy, in case of fire.
She's very handy - she made all her own kitchen cupboards.