That's one small step for man, one giant leap for mankind.
- Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
His favorite baseball team is the Giants, but he also likes the Lions.
- Onun favori beyzbol takımı Devler'dir, fakat o Aslanlar'ı da seviyor.
This car has a huge engine.
- O araba dev bir motora sahip.
The experiment was a huge success.
- Deney devasa bir başarıydı.
A colossal earthquake ripped through the city.
- Devasa bir deprem şehrin içinden yardırıp gitti.
What a colossal waste of time!
- Ne devasa bir zaman kaybı!
It's a monster storm.
- Dev gibi bir fırtına.
Layla thinks that dingoes are huge monsters.
- Leyla dingoların devasa canavarlar olduğunu düşünüyor.