O, daha az yakıt tüketen yeni bir motor icat etti.
- He devised a new engine to use less gas.
Sami, Leyla'ya yardım etmek için basit bir plan tasarladı.
- Sami devised a simple plan to help Layla.
Bu fenomeni açıklamak için, her bilim adamı kendi teorisini tasarladı.
- To explain this phenomenon, each scientist devised his own theory.
Onlar ustaca yapılmış çözümler geliştirdiler.
- They devised ingenious solutions.
Tom, Mary'nin evinini soymak için bir plan geliştirdi.
- Tom devised a plan to burglarize Mary's house.