It is easier for a camel to pass through the eye of a needle than for a rich man to enter the kingdom of God.
- Bir devenin bir iğnenin deliğinden geçmesi bir zengin kişinin Tanrı'nın krallığına girmesinden daha kolaydır.
It goes without saying that camels are very useful in the Middle East.
- Develerin Orta Doğuda çok yararlı olduğunu söylemeye gerek yok.
Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.
- Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
That's one small step for a man, one giant leap for mankind.
- Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
This car has a huge engine.
- O araba dev bir motora sahip.
The experiment was a huge success.
- Deney devasa bir başarıydı.
What a colossal waste of time!
- Ne devasa bir zaman kaybı!
A colossal earthquake ripped through the city.
- Devasa bir deprem şehrin içinden yardırıp gitti.
It's a monster storm.
- Dev gibi bir fırtına.
Layla thinks that dingoes are huge monsters.
- Leyla dingoların devasa canavarlar olduğunu düşünüyor.