İkinci Güneş Sistemi Savaşı ana gezegeni harap etti.
- The Second Solar System War devastated the home planet.
Katrina kasırgası New Orleans'ı harap etti.
- Hurricane Katrina devastated New Orleans.
Doğal felaketler yıkıcı olabilir.
- Natural disasters can be devastating.
Onlar yıkıcı kayıpları önlemek için küresel önlemlerin güçlendirilmesinin önemini doğruladılar.
- They confirmed the importance of strengthening global precautions in order to prevent devastating losses.
Bu kesinlikle tahrip ediciydi.
- It was absolutely devastating.
Hepimiz harap edildik.
- We're all devastated.
Hepimiz harap edildik.
- We were all devastated.
Tom harap edilmişti ama umudu kaybetmemişti.
- Tom was devastated, but didn't lose hope.
Tom harap edilmiş görünüyor.
- Tom looks devastated.
Kobe'nin yıkımı sandığım kadar kötüydü.
- The devastation in Kobe was as terrible as I had imagined.
Kobe'nin yıkımı düşündüğüm kadar kötüydü.
- The devastation in Kobe was as terrible as I had imagined.
Katrina kasırgası New Orleans'ı harap etti.
- Hurricane Katrina devastated New Orleans.
İkinci Güneş Sistemi Savaşı ana gezegeni harap etti.
- The Second Solar System War devastated the home planet.