Space research is necessary for the propagation and continuation of the human species.
- Uzay araştırması insan türünün yayılması ve devamı için gereklidir.
War is the continuation of politics by other means.
- Savaş, diğer yollarla siyasetin devamıdır.
Regular attendance is required in that class.
- O sınıfta düzenli devam gereklidir.
None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
- Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
It's useless to keep on thinking any more.
- Artık düşünmeye devam etmek işe yaramaz.
Volvo is starting a new project Read more.
- Volvo yeni bir projeye başlıyor. Devamını oku.
He resumed his work after a short break.
- Kısa bir moladan sonra işine kaldığı yerden devam etti.
When the excitement died down, the discussion resumed.
- Heyecan azalınca,tartışma devam etti.
He kept standing all the way.
- O yol boyunca ayakta durmaya devam etti.
The boy kept standing for a while.
- Çocuk bir süre durmaya devam etti.
None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
Is the play still running?
- Oyun hala devam ediyor mu?
But we carried on without him.
- Ama onsuz devam ettik.
In spite of the tyrant’s persecution, the hero valiantly carried on the struggle.
- Zalim hükümdarın zulmüne rağmen, kahraman cesurca mücadeleye devam etti.
Search operations are still underway.
- Arama operasyonları hala devam ediyor.
A man may die, nations may rise and fall, but an idea lives on. Ideas have endurance without death.
- Bir insan ölebilir, uluslar yükselip düşebilir, ancak bir düşünce yaşamaya devam eder. Düşünceler ölümsüz sürekliliğe sahiptir.
My father would not permit me to go on to college.
- Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.
I was too tired to go on working.
- Çalışmaya devam edemeyecek kadar yorgundum.