She supports her family.
- O, ailesini destekler.
She supports the Democratic Party.
- Demokrat Partiyi destekler.
I made believe that I supported him.
- Onu desteklediğime inandırdım.
He supported himself with a stick.
- O, kendisini bir baston ile destekledi.
I'm fed up with always backing you up.
- Sürekli seni desteklemekten bıktım.
You're backing the wrong horse.
- Sen yanlış atı destekliyorsun.
Tom stayed to back me up.
- Tom beni desteklemek için kaldı.
Tom seconded the motion.
- Tom hareketi destekledi.
I was aided by a dear friend.
- Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.
We aided him in his business.
- Onu kendi işinde destekledik.
I am in favour of your proposal.
- Ben önerini destekliyorum.
Dan needed money and sought financial relief from his father.
- Dan'ın paraya ihtiyacı vardı ve babasından ekonomik destek istedi.
I am in favour of your proposal.
- Ben önerini destekliyorum.
I support the proposal.
- Ben öneriyi destekliyorum.
Millions of dollars have been spent trying to shore up the company.
- Şirketi desteklemeye çalışırken milyonlarca dolar harcandı.
Ken always stands up for his mom when his parents quarrel.
- Ken ebeveynleri tartıştığında her zaman annesini destekler.
I'll stand by you no matter what happens.
- Ne olursa olsun sana destek olacağım.
I stand by that commitment.
- O vaadi destekliyorum.
I took it for granted that he would stand by me.
- Bana destek olacağına garanti gözüyle bakıyordum.
I want to thank my friends and family for supporting me.
- Beni destekledikleri için arkadaşlarıma ve aileme teşekkür etmek istiyorum.
We are not alone in supporting the plan.
- Planı desteklemede yalnız değiliz.
You're using that dictionary as a crutch. You don't really need it.
- O sözlüğü bir destek olarak kullanıyorsun. Gerçekten ona ihtiyacın yok.
Cesar Chavez asked that strikers remain non-violent even though farm owners and their supporters sometimes used violence.
- Cesar Chavez çiftlik sahipleri ve onların destekçileri bazen şiddet kullansalar bile greve katılanların sessiz kalmalarını istedi.
Rev. King and his supporters were threatened.
- Martin Luther King, Jr ve onun destekçileri tehdit edildi.
The lone police officer called for backup.
- Yalnız polis memuru destek istedi.
I have a lot of friends to support me mentally.
- Beni zeka olarak destekleyecek çok arkadaşım var.
All his friends backed his plan.
- Bütün arkadaşları onun planını destekledi.
Sami is a pillar of his church in Toronto.
- Sami, Toronto'daki kilisesinin önemli bir destekçisidir.