desteklenmek

listen to the pronunciation of desteklenmek
Турецкий язык - Английский Язык
undergird
to be supported (intellectually or morally)
stay up
destekle
shore up

Millions of dollars have been spent trying to shore up the company. - Şirketi desteklemeye çalışırken milyonlarca dolar harcandı.

destekle
{f} buttressed
destekle
assisted
destekle
{f} prop

In 1920, British astronomer Arthur Eddington proposed that the Sun and other stars are powered by nuclear reactions. - 1920'de İngiliz astronom Arthur Eddington güneş ve diğer yıldızların nükleer reaksiyonlar tarafından desteklendiğini ileri sürdü.

He fetched a few cushions to prop up her head. - Onun başını desteklemek için birkaç yastık getirdi.

destekle
{f} supported

He supported himself with a stick. - O, kendisini bir baston ile destekledi.

I supported her even against my father. - Hatta babama karşı onu destekledim.

destekle
{f} support

I made believe that I supported him. - Onu desteklediğime inandırdım.

He has a wealthy supporter behind him. - Arkasında zengin bir destekleyicisi var.

destekle
{f} shoring
destekle
stick by
destekle
seconding
destekle
{f} seconded

Tom seconded the motion. - Tom hareketi destekledi.

destekle
{f} shore

Millions of dollars have been spent trying to shore up the company. - Şirketi desteklemeye çalışırken milyonlarca dolar harcandı.

destekle
made up of
destekle
{f} countenance
destekle
{f} bracing
destekle
make up of
destekle
{f} buttressing
destekle
{f} supporting

Thanks for supporting me. - Beni desteklediğin için teşekkürler.

Thank you for supporting me. - Beni desteklediğin için teşekkür ederim.

destekle
back up

It's important to back up claims with evidence. - İddiaları kanıtla desteklemek önemlidir.

Tom started to back up. - Tom desteklemeye başladı.

destekle
underpinning
destekle
buttress
destekle
underpin
destekle
back#up
Турецкий язык - Турецкий язык
Destekleme işi yapılmak
Destekleme işine konu olmak
desteklenme
Desteklenmek işi
desteklenmek
Избранное