O, çok uzun konuşmayacağını söyleyerek başladı.
- He began by saying that he would not speak very long.
Güzel, gece çok uzun, değil mi?
- Well, the night is quite long, isn't it?
Bunu çoktandır yapmak istiyorum.
- I've been wanting to do that for a long time.
Yollarını kaybettiler, yoksa çoktan varmış olurlardı.
- They lost their way; otherwise, they would have arrived long ago.