Sadece sana şans dilemek için uğradım.
- I just stopped by to wish you luck.
Özür dilemek istiyorum.
- I wish to say a word of apology.
Anne babasının arzusunun aksine şarkıcı oldu.
- He became a singer against his parents wishes.
Onunla evlenmeyi arzu etti.
- He wished to marry her.
Bu harika günde bütün en iyi dileklerimle.
- All the best wishes on this wonderful day.
O, sana en iyi dileklerini gönderdi.
- She sent you her best wishes.
İnşallah isteklerin gerçekleşir.
- I hope your wishes will come true.
O, ebeveynlerinin isteklerine karşı çıktı ve yabancı ile evlendi.
- She went against her parent's wishes, and married the foreigner.
Herkes vali seçilmiş olmayı diledi.
- Everybody wished he had been elected governor.
Keşke olduğum gibi olmayı dilediğim zaman olduğum gibi olsam.
- I wish I were what I was when I wished I were what I am.
Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir.
- Jane wishes she could see sumo in England.
Kocanızla iletişim kurmayı istemenizi anlıyorum.
- I understand you wish to contact your husband.
Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir.
- Ken wishes to brush up his English.
Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir.
- Jane wishes she could see sumo in England.