Önemli bir karar aldı.
- He has made a significant decision.
Süper güçler silahsızlanmada önemli gelişme yaptılar.
- The superpowers made significant progress in disarmament.
Anlamlı farklılıklar bulundu.
- Significant differences were found.
Üniversitedeki hayat anlamlıdır.
- The life in the university is significant.