In Soviet Russia, lesson teaches teacher!
- Sovyet Rusya'da ders öğretmene öğretir!
Don't speak in the middle of a lesson.
- Dersin ortasında konuşma.
You must not speak Japanese during the class.
- Ders esnasında Japonca konuşmamalısınız.
You must not speak Japanese during the class.
- Ders esnasında Japonca konuşmamalısın.
The lecture is composed by two parts, one theoretical, the other practical.
- Ders iki bölümden oluşuyor; biri teorik, diğeri pratik.
The lecture starts at 8 o' clock.
- Ders saat 8'de başlar.
English has become my favorite subject.
- İngilizce en sevdiğim ders oldu.
Mathematics is his best subject.
- Matematik onun en iyi dersidir.
Instructional videos are a key component of many online courses.
- Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.
Every fable ends up with a moral.
- Her masal, alınacak bir dersle biter.
Did you understand the moral of this story?
- Bu hikayeden alınacak dersi anladın mı?
Tom went to talk to Mary as soon as the period ended.
- Ders saati biter bitmez Tom Mary ile konuşmaya gitti.
We have French in third period.
- 3. dönemde Fransızca dersimiz var.
In Flanders between 10 and 20 percent of professors and lecturers teaching in English did not attain the required language level.
- Flandre'da İngilizce olarak ders veren profesör ve öğretim elemanlarının yüzde 10 ila 20 arasındakileri, gerekli dil seviyesine ulaşmadılar.
Our principal does no teaching.
- Okulu müdürümüz derse girmez.
We should follow his example.
- Biz onun dersini izlemeliyiz.